DİĞER
“Ressam Vasıf’ın Gizli Aşklar Tarihi alışık olmadığımız bir sanatçı tipinin romanı olduğu kadar, sanatçı aktöresinin ne olduğu hakkında da son derece önemli ipuçlarını barındıran bir çalışma. Murat Gülsoy bu kitabıyla hem unutulmuş birçok ressamı gündeme getiriyor hem de ülkemizde sanatla ilgilenmenin ağır bedellerine, sanatın özverilere dayalı üretim koşullarına dair panoramik bir resim çiziyor.”
Uğur Yücel’in Neyzen Tevfik’i canlandırdığı “Hiç” adlı oyun dolayısıyla Neyzen Tevfik, Yusuf Atılgan, İlhami Algör, Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi, Ergüder Yoldaş, Siya Siyabend ve A'mâk-ı Hayâl...
"Biz sadece kitabın içeriğini konuşmuyoruz. Kitabı konuştuğumuz dönem etkisi altında olduğumuz atmosferi de gündeme getiriyoruz. Bazen kadın-erkek ilişkileridir bu, kadınlar üzerindeki baskılar, cinayetler; kimi zaman pandemi olur, kimi zaman da dijital dünyanın yenilikleri olur; yapay zekânın birdenbire bizim karşımıza getirdiği yeni dünya olur..."
"Kısa, çarpıcı, fazlasıyla zihin açıcı ve kesinlikle öncü bir eser bu; en geniş anlamıyla “delilik çalışmaları” alanının başyapıtlarından ya da klasiklerinden biri. Kitap 60 yıl sonra yeniden yayımlanırken, eserin önemini ve tarihsel bağlamını daha iyi anlamamız için resim yorumlarına, Dağyolu ve Velioğlu’nun tamamlayıcı nitelikteki diğer yazılarına da yer veriliyor."
"Şiiri Tanrısal, sınırsız kudrete sahip yaratıcı bir öznenin ürünü olarak görmeyi terk ettiğimizde lirik ve lirik olmayan ayrımı ortadan kalkıyor. Replikantların İç Dünyası, özellikle de lirik özne kavramını büyük ölçüde dinamitliyor; yine de alıntılar, aktarmalar, farklı sesler, düşünceler denizinde şair kendisine özgü bir ada yaratıyor."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Son zamanlarda nesnelerdeki gizli şiddetin peşine düşen birçok genç çağdaş sanatçı da var, endüstriyel nesnelerin karanlık tarafları... Toplumsal bilinçdışında travmatik bir an, hem sanatçının hem de metalik aletlere bakan kişinin aklına musallat oluyor olabilir."
" Olay Mahalli sergisi doğal ve kültürel tahribatın boyutları hakkında düşünmeye ve eyleme geçmeye davet ediyor bizi. Hem Germen hem de Boran kontrol teknolojilerinin söylemsel taraflarına işaret ediyorlar. Her ne kadar teknolojik iktidar bu söylemi işletmeye, sızdırmaya çalışsa da, yaşamın kontrol edilemezliğini de akıl da tutmak gerek."
"Çok konuşurdu. Çok doluydu çünkü. Projeler, fikirler, akıllar... Tanıdığım günden beri saatlerce dinledim onu. Hezarfen dediklerinden. Çok şey bilirdi. Bilmediğini hızla öğrenen, bildiğini hızla öğreten bir deliydi."
"Sempozyum bir kapanıştı. Gülten Akın zaten diğer birçoğundan çok daha zor geçmiş bu yılın yazarıydı. Varlığı ve yazdıklarıyla onun bu yıla denk düşmesi sanki sadece tesadüf değildi. Tüm bir yıl boyunca Nilüfer ve çevresinde toplumun farklı katmanlarından insanlar onu okumuş, okuyanlardan, tanıyanlardan dinlemişti. Binin üstünde çocuk 23 etkinlikte, fabrika işçileri, mahkumlar, anma yılının teması olan 'yaratıcılığın izinde' koşmuşlardı..."
"Kaan Murat Yanık, Tûtînâme’yi dönüştürerek bir nevi yeniden yazmış. Bu yaratım sürecinde tıpkı metnin aslında olduğu gibi montaj tekniği ile Doğu’nun kudretli şairlerinden alıntılar yapıyor, psikoloji ile edebiyatı birbirine eklemliyor ve yer yer ironi yollu anlatıma başvuruyor."
“'Kestim Kara Saçlarımı' şiiri ve aynı addaki kitap 1960’ta yayımlanmıştı. Ben bu şiiri ‘60’ların ikinci yarısında, Mülkiye öğrenciliğim sırasında okudum. Zihnime sonsuzca kazınmış şiirlerden biridir. Gülten Akın’ın adı o yılların şiir artalanında esen, bazen büyülü bazen uzak rüzgârlardan biriydi. Uzaklığın olası nedenlerinden biri, 20. yüzyılın ilk üç çeyreğinde ‘kadın şair’ kavramının ve imgesinin hâlâ ufuk dışı kalması olabilir."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.